Türkiye Pickleball-Global Pickleball Logo

Davut Güngör Bakış Açısı Programına Katıldı

Murat Bayar’ın hazırlayıp sunduğu bakış açısı programına katılan Uluslararası Pickleball Federasyonları Türkiye Temsilcisi Davut Güngör: spor, sporun evrensel dili, Türkiye pickleball çalışmaları hakkında soruları cevapladı.

Soru 1:
Sayın Davut Güngör, Türkiye’de pickleball hâlâ yeni sayılan bir branşken, siz bu sporu yalnızca büyükşehirlerde değil, Türkiye’nin her noktasına taşımayı hedeflediniz. Pickleball’u “herkes için spor” vizyonuyla yaygınlaştırmanızın arkasındaki temel motivasyon nedir?
Davut Güngör:
Pickleball ’un kapsayıcılığı ve her yaş grubuna hitap etmesi bizi derinden etkiledi. Türkiye’de spora erişim hâlâ sosyoekonomik, coğrafi ve kültürel engellere takılıyor. Biz bu engelleri aşmak için yola çıktık. Sporun bir lüks değil, bir hak olduğuna inanıyoruz. Pickleball ’un her kesime hitap etmesi, öğrenmesi kolay ve sosyal yönü güçlü bir spor olması sayesinde bu vizyonu her yaş, cinsiyet ve engel grubuna taşıyabileceğimizi gördük. Bizim için bu spor; birlikte üretmenin, paylaşmanın ve toplumsal bağ kurmanın en pratik yollarından biri.
Soru 2:
Organizasyonlarınızda sık sık “fırsat eşitliği” vurgusu yapıyorsunuz. Bu ilkeyi Türkiye Pickleball çalışmalarında nasıl pratiğe döküyorsunuz?
Davut Güngör:
Fırsat eşitliği bizim için bir tabela değil, uygulamaya dökülmüş bir eylem planıdır. Kadın, engelli, mülteci, köy çocuğu, şehirli genç–kimseyi ayırmadık. Malzeme desteğinden gönüllü eğitimlere kadar pek çok alanda dezavantajlı grupları önceledik. Her şehirde yalnızca merkezde değil, en ulaşılmaz köylerde dahi etkinlik düzenledik. Erişilebilirlik bizim için fiziksel değil, zihinsel bir meseledir.
Soru 3:
Avrupa’nın en büyük pickleball organizasyonlarından biri olma hedefinizi sıkça dile getiriyorsunuz. Şu anda Türkiye bu hedefin neresinde?
Davut Güngör:
Hedefimize emin adımlarla yaklaşıyoruz. Artık Avrupa’daki pek çok ülke bizi bir model olarak görüyor. Türkiye’den uluslararası organizasyonlara katılan sporcu, antrenör ve hakem sayımız her geçen gün artıyor. Birçok ülke, bizim antrenörlük sistemimizi ve lig yapımızı incelemek istiyor. Daha da önemlisi: yalnızca sportif başarı değil, sosyal etki açısından da öncü bir yapı olduk. Şimdi sırada Avrupa Pickleball Şampiyonası’na ev sahipliği yapmak, ülkemizi temsil edecek sporcuların 81 ilden seçilerek bu gururu yaşamak ve yaşatmak hedefindeyiz.
Soru 4:
Türkiye’de ilk resmi pickleball liglerini düzenlediniz. Bu alanda birçok kurum sizin çalışmalarınızı örnek almaya başladı. Hatta sizi taklit eden yapılar da var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Davut Güngör:
Öncüyseniz taklit edilmeniz kaçınılmazdır. Taklit edilmek, yaptığınız işin yankı bulduğunu gösterir. Ancak fark yaratmak, emekle, gerçekçilikle, deneyimle, vizyonla ve orijinalliği korumakla mümkündür. Bizim derdimiz popüler olmak değil, kalıcı ve derinlikli bir sistem kurmak. Eğer birileri bu çabayı örnek alarak değer üretiyorsa memnun oluruz. Ancak sadece vitrinde görünmek için yapılan işler, spora değil, kendisine hizmet eder. Bizim için Pickleball kısa vadeli şov değil, uzun soluklu bir toplumsal dönüşüm aracıdır.
Soru 5:
İlk uluslararası pickleball turnuvasında 81 ilden 1.500’den fazla sporcuyu bir araya getirdiniz. Bu organizasyon sizin açınızdan nasıl bir dönüm noktasıydı?
Davut Güngör:
Bu organizasyon, hayalini kurduğumuz ve bu hayali gerçekleştirebilmek için özveri ile yapılan işlerin gerçekleşebileceğinin somut kanıtı oldu. Türkiye’nin dört bir yanından gelen sporcular aynı çatı altında, aynı hedefle buluştu. Kültürel, fiziksel, coğrafi farkları aşıp sadece “spor”un etrafında birleşen bir Türkiye resmi ortaya koyduk. Bu turnuva sadece sportif bir etkinlik değildi; bir toplumsal birliktelik manifestosuydu. Doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan Türkiye haritasını sahada canlı bir şekilde görmek, bizim için gurur vericiydi. Bu organizasyon, “Biz birlikte başarabiliriz” duygusunu tüm ülkeye hissettirdi. Hem moral hem görünürlük açısından bir milat oldu. Biz yüzbinlerce KM yol kat ederek bu tohumları kalplere ektik artık hasatı hep birlikte toplayıp tüm ülkeyi aynı çatı altında birleştirme zamanı..
Soru 6:
Türkiye Pickleball olarak dezavantajlı bölgelerde ciddi sosyal sorumluluk projeleri yürütüyorsunuz. Bu projelerle neyi amaçlıyorsunuz?
Davut Güngör:
Spor bir lüks değil, bir haktır hatta bireyler için çıkış yoludur. Bir çocuğun hayata dair umudu, bir gencin suçla arasına çekilen çizgi, bazen bir çocuğun hayalini yeniden inşa etmesine, bazen bir annenin hayata tutunmasına bir araç oldu. Ülkemizi uluslararası başarılara taşıyacak sporcuların her şehirden olabilmesi.. Projelerimizin merkezinde insan var. Pickleball ise yalnızca bir araç. Bu araç sayesinde sosyal bağları kuvvetlendiriyor, bireylerin özgüvenini artırıyor ve toplumu ortak bir zeminde buluşturuyor ve uluslararası platformlarda başarı elde edecek sporcuların her şehirden ve her kesimden olması için çalışıyoruz.
Bunu da yaptığımız organizasyonlar ile kanıtladık.
Soru 7:
Büyükşehirlerde zaman zaman küçük çaplı organizasyonlar düzenleniyor ancak sürdürülebilirlik anlamında sıkıntılar yaşanıyor. Bu konuda neler önerirsiniz?
Davut Güngör:
Sürdürülebilirlik, iyi niyetli çabadan daha fazlasını gerektirir.
Sürdürülebilirlik sadece “niyet” değil, emek, vizyon, kültür, deneyim ve sistemli planlama işidir. Tek günlük etkinliklerden ziyade altyapı yatırımı, gönüllü ağı oluşturma ve yerel iş birlikleri çok önemli. Valilikler, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Üniversiteler, Okullar, Kurumlar ve STK’lar bu işin içinde topluma hizmet eden birer çözüm ortağımız oldular. oldular. . Ayrıca yerel, ulusal ve uluslararası medya desteği ve görünürlük açısından 1.400 den fazla haber çıkması bu çalışmalarımızın ne denli büyük olduğunuz gösterdi.
Önerim: Ahlaki ve etik değerlere sahip eğitmenler yetiştirilmesi, gönüllü eğitimlerin ve desteklerin verilmesi, kapsayıcı topluluklar kurulması ve işin ruhunun büyütülmesi. Biz bunu yaptığımız için 81 ili kapsayan çok büyük bir aile olduk.
Soru 8:
Gençlerin pickleball sporuna olan ilgisi hızla artıyor. Onlara yönelik özel projeleriniz var mı?
Davut Güngör:
Gençlik bizim en büyük gücümüz. Valilikler, Belediyeler, Bakanlıklar, Okulla, spor liseleri ve üniversitelerle protokoller imzaladık. Gençleri sadece sporcu olarak değil; organizatör, lider, hakem ve eğitmen olarak da yetişmesi ve hem eğitmenlik misyonunu hem de bir eğitmenin toplumsal sorumluluğunu aktarıyoruz. Genç Pickleball Elçileri programı ile gönüllülüğü teşvik ediyoruz. YouTube içerikleri, sosyal medya projeleri ve gençlerin yönettiği mini turnuvalarla onların hem yaratıcı hem lider yanlarını açığa çıkarıyoruz.
Soru 9:
Türkiye Pickleball’un kısa ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Davut Güngör:
Kısa vadede her ilde en az 10 aktif kulüp, 50 eğitimci ve 20 saha hedefliyoruz. Uzun vadede ise Türkiye’yi Avrupa’nın Pickleball eğitim ve organizasyon merkezi haline getirmek istiyoruz. Ayrıca Paralimpik Pickleball için öncü ülke olmak da vizyonumuzun bir parçası. Soru 10:
Soru 10: 
Türkiye’de pickleball sporuna gönül vermek isteyenlere bir mesajınız var mı?
Davut Güngör:
Bu alanda yalnızca görünür olmayı değil, gerçekten işe yarayan, katkı sunan bir yapı olmayı amaç edinen herkese kapımız sonuna kadar açık. Pickleball ’da elit olmanız gerekmez; samimi bir yaklaşımınız, öğrenmeye açık bir zihniniz, paylaşmayı bilen bir yüreğiniz varsa bu spor size mutlaka bir alan açar. Biz bireysel başarıdan çok, kolektif gelişime inanıyoruz. Bencil yaklaşımlardan uzak, birlikte üretmeyi, birlikte büyümeyi ilke edinen herkesi bu ailenin bir parçası olarak görüyoruz. Pickleball; toplumun her kesimine dokunan, hiçbir ayrım yapmayan, kapsayıcı bir spor olması için çalışıyoruz. Bununla özlediğimiz unutulmuş değerlerimizi yeniden hatırlatarak yozlaşmış bencil yapıların yerine daha iyi bir gelecek inşa etmeye çalışıyoruz. Çünkü biz yalnızca bir spor değil, aynı zamanda bir kültür inşa ediyoruz. Ve bu yolculukta herkesin bir yeri, bir rolü, bir değeri var.
Pickleball bir raket oyunu değil, yeni bir kültür ve vizyondur. Rekabet kadar dostluk, kazanmak kadar paylaşmak da, yargılamak kadar dinlemek ve anlamak önemlidir. Bu yolculuğa çıkan herkes, sadece oyuncu değil; bir rol model, bir umut taşıyıcısı olmalı. Yaptığımız çalışmalarda gördük ki; sporun gücü, her yüreği ısıtır, umut olur, vizyon olur, gelecek olur ve bunlarla birlikte iyilik hali gelişerek daha iyi bir gelecek inşa edilir.
Soru11:
Türkiye Pickleball ’un dijitalleşme ve teknolojiyi kullanma alanındaki vizyonu nedir? (ör. mobil uygulama, e-eğitim)
Davut Güngör:
Yapmış olduğumuz Pickleball Portal ve Educatum360 eğitim yazılımları ile hem sporcuların gelişimlerini takip ediyor, hem de kendilerini, maçlarını ve rakiplerini izleyebilecekleri bir dijital alan yarattık. Educatum360 sayesinde eğitmenler ve sporcular her an doğru bilgiye ulaşabiliyor, kendilerini yenileyebiliyor, gelişim süreçlerini sürdürülebilir hale getirebiliyor ve dünyadaki yenilikleri anlık olarak takip edebiliyor. Bu iki platform da yalnızca bugünün değil, geleceğin spor eğitim vizyonunu temsil ediyor.

 

Kategoriler

Son Makaleler